Dünya El Sanatları Günü
Bu gün insanlar farklı ülkelerde ve kültürlerde sevgi ile eserler ortaya çıkararak ecdatlarının zanaatını ve sanatını ayrıca yaşadığı toplumun sanat zevkini sergilemeye çalışır.
El sanatları, sanat sahasında tüm aşamaları el ve el araçları ile yapılan işler ve ürünlerdir. Bunlar her bölgenin insanlarının kültürü, sanatı ve dünya görüşünün tecelli ettiği ürünlerdir. Bu sanat ürünlerinin üretiminde yerli ham maddelerden yararlanılır. Bu belirgin kültür eserleri her bölgenin kültürel ve etnik özelliklerini tanıtır ve ilgi odağı olur. El sanatlarını el işi ürünlerinden farklı kılan ise onların yapılmasından güdülen hedeftir. El sanatları aslında günlük hayatın malzemeleri sayılan ürünlerdirler. Bu el sanatları ürünleri çoğu zaman kültürel ve dini değerler de taşımaktadırlar.
İnsanoğlunun ecdatlarından geriye kalan ve bulunan arkeolojik eserler el sanatlarının insanların hayatının ilk evrelerinden beri var olduğunu göstermektedir. İlkel insanlardan geri kalan eserlerin bir bölümü balçıktan pişirilmiş tuğlalar üzerinde hayvanların resimlerinin çizildiği eserlerdir. Bu resimler ve ilkel el sanatları ürünlerinin göz önünde bulundurulması bize her bölgenin insanlarının geçmişi ile bağlantı kurmamıza yardımcı olmasının yanı sıra bugünkü makine dünyasında insanın uzak düştüğü ortamı da hatırlamasına zemin hazırlar.
Bu konunun önemi İkinci Dünya Savaşından sonra ülkelerin el sanatlarına kültürel ve sanatsal açıdan ilgi göstermeleriyle daha bariz bir şekilde ortaya çıkmıştır. İlk uluslararası el sanatları konferansı 10 Haziran 1964’te New York’ta düzenlendi. Bu konferansa 40 ülkeden üniversite hocaları ve sanatkarlar katılıp UNESCO”ya bağlı olarak çalışan” Dünya El Sanatları Konseyi”nin kurulmasını kararlaştırdılar.
İran ise 1964’te bu konseyin üyesi olup Asya ve Pasifik Asamblesi çerçevesindeki faaliyetlerine başladı. 2010 yılında İran İslam Cumhuriyeti özel bir günün el sanatları adına belirlenmesini istedi. “Dünya El Sanatları Konseyi” de bu öneriyi kabul edip o tarihten beri ” Dünya El Sanatları Konseyi”nin kuruluş yıldönümü olan 10 Haziran gününü, Dünya El Sanatları Günü olarak adlandırarak dünyadaki el sanatları sanatkarlarının birliğinin, milletlerin kültür hayatının temel sütunlarından olan el sanatlarının da korunması ve gelişmesine vurgu yaptı.
Günümüzde ister gelişmekte olan ister gelişmiş ya da gelişmemiş ülkelerin pek çoğunda o ülkeye özel el sanatları ürünlerini görmek mümkün. Ancak Dünya El Sanatları Konseyine üye olan 90 ülke arasında el sanatlarının özel bir yeri vardır. Bunların arasından 30 ülke çok farklı ve belirgin bir konuma sahiptir. Asya kıtasında ; İran’ın yanı sıra, Hindistan, Pakistan, Çin, Sri Lanka, Endonezya, Kore Cumhuriyeti, Miyanmar, Tayland, Suriye, Malezya, Lübnan, Bangladeş, Suudi Arabistan,
Afrika kıtasında; Senegal, Kamerun, Etiyopya, Mısır Cumhuriyeti, Fas,
Latin Amerika’da Meksika ve Kolombiya,
Avrupa kıtasında ; İspanya, İtalya, Türkiye, Almanya, Yunanistan, Fransa ve Polonya,
Avusturalya kıtasında ise Avusturalya , el sanatları üretimi ve bu sanata özen gösterme açısından önemli konumdadırlar.
Bildirilen istatistiklere göre şimdiye dek yaklaşık 600 kadar el sanatı ürünü UNESCO tarafından tescillenmiştir. Bunların arasından 450’si İran’a aittir. İran’ın en önemli el sanatları : kilim, halı, gebbe halısı dokumacılığı, metal oymacılığı, ahşap oymacılığı, camcılık ,mine sanatı, çömlekçilik, ahşap işlemeleri, hatem sanatı, dantel ve iğne oyası sanatlarıdır. İran’ın el sanatlarının tümü arasında 290’ı İran’ın merkez illerinden olan İsfahan’a aittir. Halihazırda İran İslam Cumhuriyetinin Kültürel Miras, El Sanatları ve Turizm Kurumu, İran’ın sekiz şehrini Dünya El Sanatı Şehri olarak tanıtabilmiştir.” Dünya Şehirleri veya Küresel Kentler özellikle de dünya ekonomi düzeninde önemli rol oynayan şehirlerdir. Öte yandan bu şehirler bulundukları toplumların kültürel özelliklerini başkalarına tanıtıp böylece ülkelerinin gerçek medeniyeti ve zengin kültürünü gözler önüne seren şehirlerdir.
İran’ın sekiz Dünya şehri ve iki Dünya köyü UNESCO listelerinde kaydedilmiştir. Bunların en önemlisi şunlardır:
İran’ın Merkezi bölgesinde yer alan,”Dünya el sanatları şehri” olarak bilinen İsfahan;
İran’ın Kuzeybatısında bulunan Azerbaycan vilayetinde bağlı olan” Dünya halı dokumacılığı şehri”olarak bilinen Tebriz;
İran’ın Batısındaki Hemedan vilayetine bağlı olan “Dünya çömlekçilik şehri”olarak bilinen Lalecin ;
İran’ın Kuzeydoğusunda yer alan Horasan vilayetine bağlı olan, “Dünya mücevher taşları şehri olarak bilinen Meşhet ;
İran’ın Güneyinde yer alan Kirman vilayetinde bağlı olan ve” Kilimleriyle Dünya şehri” olarak bilinen Sircan ;
İran’ın Batısında yer alan Kürdistan vilayetinde bağlı olan ve “Dünya kaloş ve çarık ayakkabıları şehri” olarak bilinen Merivan ;
İran’ın Güneydoğusunda yer alan Sistan ve Beluçistan vilayetinde bulunan ve 2017 yılında “Dünya çömlekçilik köyü” olarak kayıtlara geçen Kelpuregan köyü ;
İran’ın Merkezi bölgesinde yer alan Yezd iline bağlı olan ve 2019 yılının başında “Dünya palas kilimi şehri olarak kayıtlara geçen Meybud ilçesi
. Böylece İran’ın ardından Çin, dünya listelerindeki 6 şehir ve köy ile ikinci ve Şili de 4 şehir ve köy ile üçüncü sıraya girdi.
Cumhurbaşkanı yardımcısı ve İran İslam Cumhuriyeti Kültür Mirası , El Sanatları ve Turizm Kurumu başkanı Ali Asgar Munesan İran el sanatlarının şuanki durumu hususunda şöyle bir açıklamada bulundu : “Halihazırda 2 milyona aşkın kişi ülke çapında el sanatları alanında faaliyet göstermektedir. Bu alanda çalışanların yüzde 75′ i kadınlardan oluşmaktadır. Mevcut el sanatları üretimi hacmi ve çeşitliliğinin geniş yelpazesi, İran’ı el sanatları sahasında Çin ve Hindistan’ın ardından dünyanın en büyük üçüncü ülke si konumuna getirmiştir.
Uygulamalı sanatlar olarak da bilinen El sanatları ürünleri ve eserlerini görmek ve anlamak da farklı toplumların kültürlerini kavramak ve tanımak için önemli bir araçtır. Çünkü zaten el sanatları milletlerin ve toplumların kültürleri ve inançlarından bağımsız değildir. Yaratıcı bir sanatkar ettiği , milliyeti ve kültürüne ait özelliklerine sevgi besleyerek mevcut ham maddelerden, renklerden ve süsleme tekniklerinden yararlanarak yeni bir eser ortaya çıkarmaya , böylece yaşadığı toprakların inançları , zevkleri ve arzularını dünyanın başka insanlarına göstermeye çalışır. Muhakkak ki bu kültür ürünlerinin alışverişi , farklı toplumlar arasındaki bağları da güçlendirir. Bu yüzden yabancı turistler el sanatları ürünlerine dünyanın her köşesinde ilgi duyup manevi ve kültürel haz duymaktadırlar. Dolayısıyla bu alandaki faaliyetler dünya kültürel mirası turizmi olarak tanınmaktadır.
İnsanoğlunun el sanatları alanında miras bıraktığı potansiyel kültürel yetenekleri göz önünde bulundurulduğunda günümüzde el sanatlarının satışı ve üretiminin turizm alanında önemli bir yere sahip olduğunu söylemek mümkün. Bu önemin iki temel hedef doğrultusunda değerlendirilmesi gerekiyor: İlk olarak hedef ülkenin veya topluluğun kültürünün tanıtılması , ikincisi de yerli toplumun ekonomisinin geliştirilmesidir.
Çin, Tanzanya ve Güney Amerika ülkelerinin deneyimleri turizm hedefi bölgelerde el sanatları ve geleneksel sanat ürünlerinin satışı ile iyi bir döviz avantajı sağlanacağını göstermiştir. Bu yüzden günümüzde el sanatlarının üretimi turizm alanındaki en önemli ve temel faaliyetlerden birine dönüşmüştür.
Tabii el sanatları alanında yabancı turistlerin kültürel emareleri anlamaları ve tanımaları için hüviyet ve asaletin de önemi unutulmamalıdır. Zaten el sanatlarının mahiyeti etnik ve milli hüviyet ve asalet ile yakından alakalıdır. El sanatları yapıcılarının özellikleri ve dünya görüşlerinin, gelenekleri ve görenekleri ile iç içe olması hem de coğrafi çevrenin ve kişisel zevklerin farklı olması sonucunda farklı ürünler üretilmektedir. Bu da el sanatlarının taşıdığı hüviyet ve asalettir.
Maalesef günümüzde kimi çıkarcılar bu konuyu göz önünde bulundurmadan hüviyetsiz ve asaletsiz el sanatları ürünleri üretmektedirler. Halbuki günümüzde el sanatlarının asaleti ve hüviyetinin önemi o kadar yüksel ki UNESCO bile “Asalet Damgası” kavramını tanımlayıp icat etmiştir. Böylece bu uluslararası kültür kurumu el sanatları ürünlerinin dünyanın farklı bölgelerindeki asaletini ve kökünü korumak için bu eserlere asalet belgesi vererek eserlerin milli hüviyetinin yok olmasını önlemek istiyor. Belki de Dünya El Sanatları Günü’ ne verilen önemin sebeplerinden biri de bu konudur.